Kemal Kılıçdaroğlu CHP'in başına geçtikten sonra siyasi tarihimizde eşi benzeri görülmeyen bir gerginlik başladı.

Bir cumhurbaşkanı için "Atma Recep din kardeşiyiz" gibi kahvehane kültürü siyasi ritalatürümüze Kılıçdaroğlu tarafından yazıldı.

Rakibini aşağılayarak, onu toplum nazarında küçülterek siyaset yapmak olsa olsa kasaba siyasetçilerinin seviyesidir.

Aşağılama, hakaret etme, iftira, yalan ve benzeri suçlamalar sonunda onlarca kez tazminat ödemeye mahkum olduğu halde bu tavrını değiştirmedi. Bu siyaset tarzı toplumu on yıl içerisinde tarihimizde olmadığı kadar kutuplaştırdı.

Ancak toplum gerginlik istemiyor, toplum kutuplaşmadan kaçınıyor, fanatikler dışında makul kimseler bu siyaset tarzını asla tasvip etmiyor.

Kılıçdaroğlu partinin başına geldiği 2010 yılından beri 2 halk oylaması, 3 genel seçim, 2 yerel seçim ve bir cumhurbaşkanlığı seçimi kaybetti. Şahit olacağız; bu siyaset tarzıyla bundan sonra da hiçbir seçimi kazanamayacaktır.

Arıza; içinde yaşadığı toplumun değerlerini değersiz görüyor, milletin gerginliğe prim vermediğini, huzur istediğini anlayamıyor...
Demokrasiden özgürlükten dem vuruyor, ama yönettiği CHP'de bunların hiçbirinin olmadığını göremiyor; görmezden geliyor...