Geçen ay Avrupa’da 5 ülkenin 15 şehrini ziyaret etmek nasip oldu. Bu ziyarete çıkarken düşüncem, hem akrabalarımı ziyaret etmek, hem de Avrupa’daki yaşamı, orada ki insanlarımızın yaşam ortamlarını ve manevi durumları hakkında bilgi edinmekti.

15 günlük ziyarette bu düşünce mi gerçekleştirmek için orada yaşayan Türk vatandaşlarımızla, orada ki camilerde görevlendirilen imamlarla ve Katolik bir papazla görüşme imkânı buldum.

Bu ziyaretlerde ve görüşmelerde aldığım notlarımı ve ben de oluşan kanaatleri sizlerle paylaşmak beni mutlu edecektir.

İzlenimleri başlık olarak şöyle sıralayabiliriz.

1-        Geziyi coğrafi olarak değerlendirme,

2-        Düzenli ve kuralları yaşama örnekliği

3-        Avrupa da yaşam ve Türklerin yaşam mecburiyeti  

4-        Avrupa da İslam’ın yaşanması ve algılanması

5-        Avrupa’daki Camilere gönderilen imamların doğru seçilmesi

6-        Hristiyan din adamı ile dinlerin (hem Hristiyanların hem de Müslümanların) şu anki durumu ve geleceği hakkında söyleşi

7-        Büyük şehirlerden Paris, Dijon, Amsterdam, milden ve Bremen’den notlar

Bu başlıkları banim gözümle sizlere anlatmaya çalışacağım inşallah.

FRANSA’DAYIZ

İstanbul hava limanından uçakla Fransa’nın Lyon şehrine indik. Lyon hava limanında pasaport kontrolünde Fransız görevliler bizden dönüş biletlerimizi istediler. Bundan maksat Fransa da kalıp, geri dönmeyeceğimiz endişesi idi.

Biz hazırlıksız olduğumuz için biraz panik olduk ve on dakika kadar bizi beklettiler. Netice de kontrollerden sonra bir problem olmadığını belirterek bizden özür dilediler ve hava limanından ayrıldık.

Burada yapılan bu muamele Türkiye’den batı ülkelerine gitmek için bir şekilde vize almış ve bir daha Türkiye ye geri dönmeyeceğini düşünen ve gerektiğinde Ülkemizi kötüleyen insanlarımızın olumsuz etkisi çok fazla idi.

Lyon hava limanında bizim gibi Türkiye den gelen başka kimseler de vardı. Onların durumu da farklı değildi. Her gelen yabancıya mülteci gözüyle bakılıyordu.

Bu şekilde giden insanlar, ülkelerini küçülttüklerinin farkına varamıyorlardı. Onların amacı Fransa da kalmak ve hayat standartlarını yükseltmekti. Sadece buna endekslenmiş insanlara, bu yaptıklarının yanlış olduğunu, ülkemize her zaman ihtiyaçları olduğunu izah etmek gerekiyor.

Çünkü bu insanlarımız unutmasınlar ki er veya geç bu ülkeye dönecekler. Bu dönüş, ya uçağın altında ya da uçağın üstünde olacak.