Doyumsuzların çağında ekonomik kriz var!

Evet evet, yanlış duymadınız, bu ekonomik kriz doyumsuzların çağında yaşanıyor.

Ve bu ekonomik krizden hiçbir şeyleri olmadığı halde tok olanlar değil, her şeyleri olduğu halde aç olanlar şikâyetçi.

Çünkü doymuyorlar.

Zaten ekonomik krizinde en büyük sebebi de bunlardır.

Bu doyumsuzlardır yeryüzüne ataşe verenler.

Bu doyumsuzlardır toplumları sömürenler.

Bu doyumsuzlardır mazlumun hakkını gasp eden.

Ve bu kaosun tek müsebbibi o doyumsuzlardır.

Yedikçe şişiyorlar, şiştikçe yiyorlar.

Karınları doysa da maymun iştahları bir türlü doymuyor.

Önlerine dünyaları da serseniz doymazlar, doymuyorlar.

Çünkü şükürsüzler.

Nimetin farkında değiller.

Böyle olunca da bir türlü doymuyorlar.

Her zaman daha fazlasını istiyorlar.

Ama doymuyorlar.

Bu tipler o kadar açgözlüler ki, bu dünyada “her an açlıktan ölebiliriz” endişesi ile yaşıyorlar hep.

Açgözlüler için hiçbir ahlaki kriter yoktur.

Hiçbir kutsal yoktur.

Şu tüketim çılgınlığının da, şu hayat pahalılığının da sebebi açgözlülerdir.

Yeryüzünde açlıktan inim inim inleyen mazlumların da…

Çünkü onlar doymuyor bir türlü.

Onlar doymayınca yeryüzünü açlık ve sefalet sarıyor.

Doymaları da imkânsız gibi görünüyor.

Çünkü ruhları aç.

Bu yüzden de her daim huzursuzlar.

940 ile 1020 yılları arasında yaşayan İran edebiyatının önde gelen şairlerinden Firdevsî, “Yeryüzündeki bütün ıstıraplar, aza kanaat etmemekten doğar.” diyor.

Ben şahsen açgözlülüğü ruhsal bir problem olarak görüyorum.

Bu yüzden de toplumdaki bu açgözlüler acilen tedavi edilmelidir.

Yoksa düzelmez bu dünya!