PKK’nın koşulsuz silah bırakması ve kendini feshetme kararına en çok, hatta neredeyse sadece Kemalistler karşı çıkıyor.

Memleket elden gidiyor, devlet çöküyor yaygaralarının bini bir paraya!

Ciddiye alınacak bir tarafları yok, konforlarının, imtiyazlarının biteceği korkusuyla hezeyanlarını kusuyorlar.

Kemalistler çok iyi biliyorlar ki, bu ülkede Kemalizm zayıfladığı andan itibaren her şey aslına dönecek/dönüyor.

Kemalist ideoloji, imparatorluk bakiyesi Türkiye’yi kucaklayamamış, aidiyet hissi verememiş, dışlayıp küstürmüştür.

Adına ne kadar methiyeler dizilirse dizilsin; Kemalist ideolojiyi esas alan sistem ne hukuk ne eğitim ne de iktisadi hayatta Türkiye’ye soluk aldıramamış, kimlikleri, inançları, türküleri, deyişleri “baş belası” seviyesine indirgeyip renklerini soldurmuştur.

Anadoluyu daraltmış, çatıştırmış, kaynak ve enerjisini heba etmiştir.

Şunca zaman geçti, her dönemeçte hala o hastalıklı kafa yapısı merkezinde kendisinden başkasına yaşama hakkı tanımadığı için istiyor ki, ölelim, mahpusluk olalım, çareyi başka yerlerde arayalım.

Olmuyor, yürümüyor, kendimize dönmekten başka gidilecek yer kalmadı.

Herkesin hissesine acı düştü.

Hiç kimse rahat edemedi. Kaynaklar kalkınmak yerine içine kapanan kasvetli bir tutukevini tahkim etmeye sarf edildi.

Duyan duymayanlara söylesin, Recep Tayyip Erdoğan ve Devlet Bahçeli’nin ortaya koyduğu güçlü irade ile Kemalist rejimin 80 yıllık inkar ve asimilasyon politikaları artık sona ermiştir.

Yıllardır yok saydıkları Kürtler, AK Parti iktidarında ülkenin asli unsuru olarak kabul ve muamele görmüştür.

Şimdi yeni dönem açılıyor Türkiye’nin ufkunda.

Bu ülkenin asli unsurlarının can ı yürekten başarısı için omuz verecekleri, birlikte büyütecekleri Türkiye’nin inşaası.

Yaşasın Türk Kürt kardeşliği, yaşasın büyük Türkiye.