Sayın Müdürüm, girdiğiniz toplantımızda: "Bizim Suriyeli kardeşlerimize sahip çıkmamız boynumuzun borcudur.

 Bizim insan ayırt etmek gibi bir derdimiz hiç olmadı ve olmamalı, nerede mazlum varsa biz orada olmalıyız ve olacağız.

Güzel adamlar yetiştirmek için büyük mücadeleler gerekir, zorluklar gerekir." diye devam eden o güzel konuşmanızdan sonra sıkı bir takipçinizim.

Sizden müdürlüğünüzün bir personeli olarak isteğimiz şudur Müdürüm:

"Şiir sokakta" olmasın müdürüm, "şiir okulda" olsun.

Çok çalışıyor ve yoruluyorsunuz şahidiz, lakin çocuklarımızın yüreğine daha çok şiir sürmeliyiz.

Bir çocuk veya bir genç, Nuri Pakdil'i, Cahit Koytak'ı, Erdem Beyazıt'ı, Sezai Karakoç'u, Cahit Zarifoğlu’nu, Rasim Özdenören'i, Abdurrahim karakoç'u Mehmet Akif Ersoy’u, Yahya Efendi’yi, Fuzûli’yi ve ismini sayamayacağım kadar değerli ve kıymetli insanımızı tanımadan okulu bitirmemeli.

Kıymetli müdürüm!

"Şiir okulda" adı altında bir proje yazılsa, Türkiye'nin en güzide şair ve yazarları davet edilse, hatta Türkiye'de ilk olarak şiir haftası kutlansa ne güzel olmaz mı?

Okulların duvarları şiirlerle dolsa, "Gaziantep Türkiye'nin şâirlerini yetiştiriyor." diye bir yarışmayla yüreklere dokunulsa, şiir haftamızda tüm bilbordlar şiirlerle donatılsa, ne güzel olmaz mı?

Kıymetli müdürüm,

Şiir, modern toplumlarda veya geleneksel toplumlarda bir sığınaktır çoğu zaman.

İnsanlar nefes almak İçin onun kanatları altına girer.

Milyonların yapamadığını, bazen bir dize yapabilir.

Yüreklere su dökebilir, yangınları söndürebilir!

Büyük cümleleri uzak dağların ardına atalım müdürüm.

Sadece şiir konuşalım, şiir okuyalım,şiir olalım, şiir haftamızda!

Bir ekip kurulsa, şiir konuşulsa, sonra bu şiir virüsü tüm öğrencilere bulaştırılsa ve toplum bu virüsten kırılsa, sonra şiir yaksak sobalarımızda, şiir yesek bir sabah kahvaltısında, sonra şiir konuşsak en zor zamanlarda ne güzel olmaz mıydı müdürüm?

............................................................................................................

“Kâşki sevdiğimi sevse kamu ehl-i cihân

Sözümüz cümle hemân kıssa-i cânân olsa.”

“Boşa bağlanmış bülbül gülüne

Kar koysan köz olur aşkın külüne

Şaştım kara bahtım tahammülüne

Taşa çalsam ezilmiyor Mihriban!”

“Bütün şiirlerde söylediğim sensin

Suna dedimse sen Leyla dedimse sensin

Seni saklamak için görüntülerinden faydalandım Salome'nin Belkis'in

Boşunaydı saklamaya çalışmam öylesine aşikârsın sen bellisin.

Kuşlar uçar senin gönlünü taklit için

Ellerinden devşirir bahar çiçeklerini

Deniz gözlerinden alır sonsuzluğun haberini

Ey gönüllerin en yumuşağı en derini

Sevgili

En sevgili

Ey sevgili

Uzatma dünya sürgünümü benim!”

 

................................................................................

Yukarıdaki alıntılarım bazı şairlerden birkaç yudum şiir.

Düşünün ki müdürüm bir çocuk bunları öğrenmeden okulu bitirecek?

Ya da şöyle diyeyim Müdürüm: “ Şiir okuyan insandan zarar gelir mi hiç?”

 

Sizin hiçbir konuya duyarsız kalmadığınızı,kalmayacağınızı biliyor; bu konuda da güzel çalışmalar yapacağınıza cân-ı gönülden inanıyoruz.

 Yaptığınız tüm çalışmalarda size ve ekibinize başarılar diliyorum, hürmet ediyorum!

Aynı salonda, dinleyicilere beraber şiir okumak ve şiir dolu bir ömür dileğiyle...