Eski zamanlarda, soruların başında gelen soru: “Hangi aşirettensin?

Biz, yirmi birinci asrın çocuklarının cevabı: “Hepimiz vatsap aşiretindeniz!”

 

“Herkese ulaşıyorum, herkese yazıyorum,herkesle konuşuyorum, herkesleyim!” diye düşünürken, yanımızda olan kimse yok aslında!

Vatsap denilen bela, günümüz Kabile sistemlerinin küçük hallisi!

Bir konu, konulan bir isim, hayaller, hedefler ve kurulan bir kabilecik!

Vatsap kabileciliği...

Hazır mesajlar, herkese ulaştığını zannetmek, herkese aynı mesajları göndermek ne kadar kolay değil mi?

Lakin beş kuruş değeri yok, ne gönderdiklerinizin ne söylediklerinizin!

Çünkü bana değil, benim için değil, bana özel imalat değil demek istediklerin!

Cumanız mübarek olsunlar, bayram mesajları, hazır hikayeler...

Hiçbirisi umurumuzda değil, bizim için de yazılmadı zaten!

Neden telefonumuzda binlerce isim kayıtlı olduğu halde, omuzuna yaslanıp dertleşeceklerimiz bu kadar az!

Parasız kaldığımızda neden arayıp da diyemiyoruz derdimizi?

Gidip faize bulaşıp, haram olan bir şeyi normal bir şey gibi yapabiliyoruz?

Çünkü sadece telefonluk sevgiler, telefonluk arkadaşlıklar, telefonluk ilişkiler yaşıyoruz.

Hepsi o kadar!

Babası ölen arkadaşına "Allah rahmet etsin!" diyerek olayı bitirdiğini zannetmek, ah ne acı!

Çocuğu olan arkadaşına "Çok şirinmiş,maşallah!" demekle meseleyi bitirmek!

Onun derdini ya da mutluluğunu o şekilde paylaşamazsın!

Yanına gitmen, sarılman, onunla beraber gülüp ağlaman seni gerçek dost yapar, diğer türlü beş kuruş etmez muhabbetin!

İnsan, insana hep lazımdı ve lazım olacak!

Güzel günler, acı zamanlar için hep lazım olacak!

Uzun süredir görmediğin arkadaşını görünce hemen numarasını almak, sonra bir daha hiç aramamak!

Çok defa yaşadınız değil mi?

O zaman ne gereği var bu tantananın?

Kimi ya da neyi kandırıyoruz, ya da yapmak istediğimiz nedir?

Aramayacağımız, sormayacağımız, hemhal olmayacağımız numarayı niye istiyoruz?

Ya da sadece iş hallettirmek için telefon numarası almalar filan...

Olmaz, bu yoğurttan bir cacık olmaz.

Bu göl maya tutmaz.

Samimiyetsiz, hesaplı bu gülümsemeler kanser işte, biliyoruz!

Bırakalım bu yeni zaman oyuncaklarını!

Sadece doğru bir adam olmaya çalışmak varken!

Merak etmeyelim, toprağın altı değerli ve değersizlerle dolu!

Kimsenin hesabı tutmadı bu oyunda!

Eninde sonunda doğru olan dürüst olan, hesapsız olan kazandı!

İstemiyoruz arkadaşım!

Yeryüzünde ben, sen, o sadece bir tane!

Allah bize parmak uçlarımızı, kokumuzu, yüreğimizi özel kılmışken beni aynı mesajların kalıplarına sıkıştırma!

Bırak şu vatsaptaki, şurdaki, buradaki mesaj ayaklarını!

Parmaklarınla verdiğin o öğütlerden hesaba çekileceksin, bak yazıyorum, ben de çekileceğim!

Paylaştığın ayetin, hadisin, güzel sözün pratiğini önce kendi kalbine sür!

Önce kendin yudumla!

Sonra başkalarını yola getirirsin!

Bırak artık bu insanları yola getirme numaralarını!

Hesabını kendi özüne sor!

Mesajları önce kendine at!

Önce kalbini yumrukla!

Vesselam...