Konjuge linoleik asit (yağının yüzde 83'ü) bakımından zengin olan nar çekirdekleri (tohumları) Koroner kalp hastasında strese bağlı bazı etkenleri (miyokard iskemisi gelişimini) , kolon kanseri ve damar sertliği riskini azaltmakta ve bağışıklık sistemini güçlendirmektedir. Göğüs kanseri üzerinde de belirgin etkisi tespit edilmiştir.

Çekirdekleri zengin bir östrojenik içeriğe (kadın hormonu) sahiptir. Bu bakımdan menopoz döneminde kadınların nar meyvesini çekirdekleri ile birlikte tüketmesi kemik erimesi dahil bazı menopoz şikâyetlerini azaltır.
Mutfak kültürümüzde nar ekşisinin de önemli yeri vardır. Ancak piyasada satılan nar ekşilerinin büyük çoğunluğu glukoz ve sitrik asit ile hazırlanmaktadır. Bu nedenle en iyisi nar suyunu evde hazırlamaktır.

Nar suyunun kanser üzerinde etkisi taşıdığı antioksidan etkili polifenolik bileşiklere bağlıdır.
Kanser üzerinde etkili olabileceği ileri sürülen kısım daha ziyade narın çekirdeğidir. Çekirdek yağının, deney hayvanlarında Prostat kanseri hücreleri üzerinde yapay ortamda nar çekirdeğinden koruyucu ekstraksiyon yöntemi ile elde edilen nar yağının soğukta sıkılarak elde edilen çekirdek yağından daha etkili olduğu gözlenmiş. Dolayısıyla narı çekirdekleri ile çiğneyerek yemek daha etkilidir.

Deniz tutmasına karşı iyi gelir. Nar içindeki zarları ile yendiğinde mide ülserini iyileştirir. Kalbi kuvvetlendirir. Nar suyu karaciğer zafiyetini giderir, mide iltihabını ve ağrısını geçirir.