Hazreti Ebubekir (Allah ondan razı olsun) bir hutbesinde de şöyle buyurmuştur:
“Nerede herkesin hayran olduğu güzel yüzlü insanlar!
Nerede gençliğine mağrur olan yiğitler!
Nerede ihtişamlı şehirler kurup etrafını yüksek surlarla çeviren hükümdarlar!
Nerede harp meydanlarının mağlûbiyet tanımayan kahramanları!
Zaman hepsini çürütüp yerle bir etti. Hepsi kabrin karanlıklarına gömülüp gittiler.
Acele edin, acele edin!
Vakit geçmeden aklınızı başınıza alın da ölüm ötesine bir an evvel hazırlanın!
Kendinizi kurtarın, kendinizi kurtarın!”
Hz. Ebubekir efendimizin bu nasihati dünyanın faniliğini anlatan, her güzelliğin, her canlının, her mütekebbirin, her saltanat sahibinin bir gün mutlaka yok olup gideceklerini, ancak ölümden sonrasına bir hazırlığın olmasını, kesinlikle acele edilmesi gafil kalınmaması gerektiğini bizlere çarpıcı şekilde sunmaktadır.
Alim bir zatın ifadeleriyle gafilane yaşanan bir hayat; “Çocuklukta oyun, delikanlılıkta şehvet, erginlikte gaflet, ihtiyarlıkta elden gidenlere hasret ve binbir türlü çırpınış ve nedâmetten ibârettir.
Allah’ın zikrini dudağına ve kalbine almayan, merhametten nasîbsiz, muzdaribin derdini duymak ve hissetmek istemeyen, bedbaht ve mütekebbirlerin kaçtığı ölüm, kendisini her ân pusuda beklemektedir.
Âhıretsiz bir dünyâ refâhı elde etmek için dünyâ süslerine aldananların, fânî lezzetlerde son gününe kadar yorulanların hâli, ne hazîn bir tükeniştir!..
Dünyâ bir imtihan ve ibtilâlar mekânıdır. İlk nazarda râyihası, hoş ve tatlı gelir. Nefse tazelik ve canlılık verir. Lâkin bir tuzaktır ki, nefs engelini aşamayanların girdabıdır.”
Rabbim bizlere farkettirsin.
Ölüm ötesine hazırlananlardan eylesin.
Hazin bir tükenişten bizi muhafaza eylesin.
Akıbetimizi hayr eylesin.
Selam ve dua ile…