Zaman mefhumunun biz insanlar nezdindeki değeri şüphesiz nasıl geçirildiği yahut ne ile değerlendirildiği ile ilgilidir.

Kuru ve ruhsuz bir saniye geçişi, dakika ve saatler, ardından günler ve yıllar. Hepsi bir saat tıkırtısından ibaret hesaplamalardır. Geçen zaman veya kalan zaman, hesaplamalara göre çok belli ve sabittir.

Saniyeler altmış olunca dakika olduğu gibi, aylar 12 olunca yıl döner. Bu mekanik işleyişi bozan, hesapları ve hesaplamaları alt üst eden ise o zaman içinde yaşananlardır.

Ağır bir hastalığı olana geceler bitmek bilmezken, sevincinden saatlere bakmayı akıl edemeyen biri için ışık hızıyla geçer zaman.

İşte bütün bu akışın bir yerinde durmak ve nefeslenmek gerekir ki, ona da biz haftalık cumaları, yıllık olarak ise Ramazan aylarını sayabiliriz. Günlük kapsamda vakit namazları herhalde aynı işlevin bir küçük nüvesi gibidir.

Zaman, kendine gelir ve durup seslenir bize; bugün için gelen vakit namaz içindir, bu hafta içinde gelen bugün cuma içindir, bu yıl içinde bir tek ay olarak gelen Ramazan ayı içindir. Dur ve dinlen, namaz kıl ve güçlen, cuma kıl ve ümmet ol, oruç tut ve temizlen!

Bu müstesna zaman dilimlerinin saatlerde karşılığı var gibi görünse de, ne mekanik değerler onları ölçebilir ne de insan aklı kavrayabilir bu özel anları.

İşte tam da bunun gibi, Kadir Gecesi’nin hesaplara göre süresi bir yarım gün kadarken, değeri bin aya bedeldir. Ramazan ayı içinde Kadir’i barındırması ile tek bir ay süresinde 1001 ay yaşatan bir zaman dilimidir.

Hayırlar ve iyilikler için, aflar ve mağfiretler için gelen, tam 1001 yani yazıyla binbir aya bedel Ramazan ayıdır.

Zamanın saat tıkırtıları ile akıp giden standartlarını bozan bu mübarek ayın bereketinin gölgesi, tam da yorgunluğumuza ve kırgınlığımıza denk geldi. Tam da dağınıklığımızın üstüne uğradı. Tam da yıkıntıların ve enkazımızın üstüne düştü.

Tam da bu zaman diliminde affetmenin ve affedilmenin vaktidir. Kalan bir haftalık sürede, kalplerimizi zikir ve namazla cilalamanın, gönüllerimizi gelen kutlu misafire hazırlamanın vaktidir.

Zamanın değerini yücelten, hesapsız ferahlıklar getiren, rahmet ve bereket ayına hazırlanmak için geç kalmadık, yol açık, nefesimiz var ve zaman hala bizden yana. 

Yüreği yananların Ramazan ayının serinliğine, yalnızlık ya da sıkıntılardan donanların Ramazan ayının sıcaklığına sığınması için geliyor mübarek ay. 

Gölgesi üstümüze düşen bu mübarek zaman dilimini hakkıyla değerlendirenlerden olmamız duasıyla…