Bizler ırmakları upuzun denizlere akıtan adamlarız.

Şimdi susma zamanı değil,

Taşlar fırlatılmak için fırsat kolluyor Gözyaşlarımızı içen adamlara karşı.

Biz sevdamızı davalara bıraktık acemi olduğumuz yıllarda

Aşkın uzak resimlerinde ustalık resimlerimiz çizildi.

Damarlarımızdaki kan yürümekten vazgeçmedi

Gecenin atlarıyla

şafağa doğru tozu dumana katarak.

Önyargılar yıkılırken isli karanlığın sabahında

Birikmiş kinler satmıyor eskisi kadar bit pazarında

Sabır dağ gibi yüreğimizi büyütürken

Dalga dalga cesaretler yükleniyor omuzlarımıza.

Cellatlar kıyamet pazarlarında övünerek kurbanlarını sayarken

Saatleri eksilen zamanlar yaşanıyor ölümün kovaladığı kamplarda

Çocuklar meleklerin kanatlarında yeryüzünden çekilirken

Yetişkinler saçlarını tarıyor ölü çocuklarının.