İyi öğretmen sözü ne anlama gelir? Her şeyden önce,  çocukları seven, onlarla haşır neşir olmaktan zevk duyan ve her çocuğun değerli bir insan olabileceğine inanan, çocuklarla arkadaş olabilen, çocukların neşe ve üzüntülerini kalbinde duyan, onların zihinlerinin ürünlerini anlayan ve bir zamanlar kendisinin de çocuk olduğunu hiç aklından çıkarmayan kişi anlamına gelir. İyi bir öğretmen, orta öğretim programının kendisine gerektirdiğinden çok daha fazlasını bilir.

Bir öğretmenin bilgiyi, özellikle kendi konusunu, bilimi ve eğitim sürecini öğrencilere çekici bulacakları biçimde sunabilmesi için, derin bir bilgi, geniş bir ufuk ve kendi dalının güncel sorunlarına ilgi duyması esastır. Öğrenci, öğretmenini akıllı, bilgili ve bilgiye aşık,  düşünen bir insan olarak görmelidir. Bir öğretmenin bilgisi ne kadar derin, ufku ne kadar geniş  ise, öğrencilerine sadece öğretmek değil, aynı zamanda onları eğitebilmesi de o kadar mümkün olacaktır. İlk sınıflar öğretmeni için sadece iyi bir genel eğitim değil, kendi özel bilgi alması veya alanına özel bir ilgi duyması esastır. İyi bir öğretmen, psikolojiye ve eğitimbilimine vâkıf olmalıdır. Eğitim biliminde temel birikimi olmadan çocuklarla ilgili bir işte çalışmanın olanaksızlığını bilmelidir. Nitekim, eğitimcinin eğittikleri üzerindeki etkisi, müziğin etkisine benzer. Öğretmen öğrencilerine bir bilgi kıvılcımı verebilmek için bütün bir ışık denizini imbikten geçirmek zorundadır.

Bilge ve deneyimli bir öğretmen, derslerini hazırlarken, masasına yapışmış gibi uzun zaman oturmaz, her dersi ayrıntılı biçimde plânlamaz. Yaşamı boyunca, derslerini zenginleştirmek için yeni düşünce ve malzemeler arar. İyi bir öğretmen, dersin ne yönde gelişeceğini tüm ayrıntıları ve uzantılarıyla bilmez. Bunun nedeni körü körüne çalışmasından değil, iyi bir dersin neleri kapsayacağını pek iyi bilmesidir. Bir öğretmenin bilgi dağarcığı okul programından çok daha geniş olduğu, müfredat konusundaki bilgisi onun ilgisinin merkezi değil,

zihinsel faaliyetinin bir anlamda yan konusu olduğu zaman, mesleğinin gerçek ustası, bir sanatçı, sınıftaki bir şair sayılabilir. Usta bir öğretmen, bilimin ilk adımlarının atıldığı ders sırasında bu ilk bilgiler incelenirken, dikkatinin incelenen konunun içeriğinde değil, öğrenciler üzerinde, onların zihinsel faaliyetleri, düşünme süreçleri ve zihinsel faaliyetlerinde karşılaştıkları güçlükler üzerinde toplanması gerektiğini çok iyi bilir. Her öğretmenin, sadece sunduğu ilk bilgileri değil, konusunun altyapısını ve kaynaklarını da bilmesi gerekir.

Müdürün gözetimi ya da denetimi altında değil,  okuma ve yine okumayla olur. Temel bir düşünsel gereksinme, aklın hayatî gıdası olan okumayla, okuma aşkı, kitap tutkusu, kitapları yutarcasına okuma ve sindirme yetenekleri geliştirilmelidir. Öğretmen ve öğrencinin akıl ve duyguları arasındaki onlarca ve yüzlerce bağ, insan kalbine giden küçük yollardır; bunlar, öğretmen ve öğrenci arasında arkadaşlık ve aynı amaç için hayatî ön şartlardır. Öğretmenin enerjisi ve değerli zamanı boşa harcanmamalı. 

Koşulları, zengin bir kültürel yaşamla belirginleşen bir atmosferi yaratmak öğretmenlerin görevidir. Öğretmenler, mümkün olduğunca, her türlü kırtasiyecilikten ve yönetsel işlevlerden kurtarılmalıdır. Öğretmenden, eğitimsel hedeflerini plânlamaktan başka hiçbir rapor ya da bülten yazması istenilmemeli, kendi dersleri için günlük öğretim plânı çizmesi istenilmemeli. (Bu,  öğretmen gerekli gördüğü taktirde, kendisinin bireysel yaratıcı tekniğinin parçası olan bir uygulamadır) Bütün bunlar kendisine bırakılmıştır. Bir öğretmen, ancak her öğrenciye hasredebilecek kadar zihinsel enerjiye sahipse adil olabilir.