Yüzyıl boyunca %95’ i size ait olan toprakların şu an sadece %10’unda yaşam mücadelesi veriyorken bütün bunlarda yetmezmiş gibi sistematik olarak yine işgal, işkenceler, öldürmeler devam ediyor. Düşünün bir eviniz var. Evinizin bütün odalarına birileri tarafından el konulmuş, en son yatak odasına göz dikmiş birisini siz olsanız ne yaparsınız?

Bir halk için en meşru hak vatandır. Vatanı savunmak ise ertelenemez bir görevdir. Bütün dezenformasyon gücünü elinde bulunduran işgalci İsrail kendisini mağdur göstererek dünya kamuoyuna masum pozu veriyor. Tabi ki bu kirli dezenformasyona rağmen batının Müslüman ve din düşmanlığı tavrı da harekete geçip  kendini göstermeye ve işgalci terör devleti İsrail’e “meşru müdafaa hakkı doğmuştur” diye açıklamalara başladılar. Yetmiyormuş gibi her taşın altından çıkan ABD, gemi ve silah göndermeye başladı. Diğer ülkeler de silah gönderme yarışında  sıraya girdiler. Onlar hadi öyle, safları belli çünkü küfrün  tek millet olduğunu biliyoruz. Bizim içimizden bazıları bunca zamandır yapılmış işgal ve zulmü unutup  bir kadın görüntüsü üzerinden “sivillere bu yapılmazmış”, diğeri “Hamas’a sen kim oluyorsun sizin maaşlarınızı ve yemeğinize kadar biz veriyoruz” gibi açıklamalar yapıyor. Yok  “Hamas terörist, terör suçu işliyor” gibi işgalci İsrail’in hoşuna gidecek İsrailvari   ifadeler kullanmaya başladılar.

Bu kafadakilere soruyorum: İsrail’de 6 günlük çatışmalarda sivillerden kaç çocuk öldü, sayı yok  ama  Gazze’de 1000’in üzerinde çocuk. Yine soruyorum: İsrail’de bu 6 günlük zaman içinde kaç kadın öldü, sayı yok. Gazze’de 700 kadın öldürüldü. Ölen siviller İsrail de mi Filistin de mi?  350 km’lik bir alana hapsedilmiş 17 yıldır hiçbir yere çıkışı olmayan bir alanda iki buçuk milyon insan tecrid ve  tehdit edilmiş bir halde yaşam mücadelesi veriyor. Altı gündür elektrik, su, gıda, ilaç, çocuklar için mama yok .Hastaneleri yerle bir edilmiş; kutsal mekanları, mabedleri yerle bir edilmiş ve  hala kalkıp utanmadan, sıkılmadan  Hamas  saldırmasaydı. Peki siz olsanız ne yapardınız? 

Eşiniz,  çocuğunuz demiyorum, çocuklarınız gözünüzün önünde öldürülse ne yapardınız bir anne olarak, bir baba olarak. Hamas’ın bu eylemi artık yapacak bir şeylerinin kalmaması ve umudunu sana bağlamış bir avuç halk için ne yapabilirimin yükü altında yapması yadırganmamalı. Daha ne zamana kadar ölecek bu halk? Bu şuna benzer her şeyini kaybeden insan için iki yol vardır. Ya kendi kendini infilak ettirecek ya da kendisiyle beraber kendisini yok etmeye çalışanları da yok edecek. Dünya şunu sorgulamıyor. 350 km’lik alanda yaşayan bu insanların üzerine en ağır silahlarla saldıran bir devlete dur deme cesareti neden gösterilmez? Bir devlet örgüt mantığı ile düşünüp saldırıyorsa bu devletin devletliği sorgulanmalı.

Dünyada yaşayan sekiz milyar insan, insan olduğunu sorgulamalı. Domuz yüzlü İsrail savunma bakanı Gazze’dekiler için şu ifadeyi kullanıyor:  ‘’ Orada insansı hayvanlarla savaşıyoruz.’’   Bu aşağılayıcı söz için bile İsrail bütün insanlık tarafından sorgulanmalı. Bunların mantığına göre bütün hayvanlar öldürülmeli. Bu yüzden insanlık ayağa kalkmalı, taş üstünde taş bırakmamaya yeminli bu bozuk insanlık çetesine dur demeli. Eğer orada bir anne kucağında üç çocukla öldürülüyorsa , bir şehir bombardımanlarla enkaz yığınına dönmüşse, yaralıları ve ölüleri enkazdan çıkarmaya fırsat verilmiyorsa ve buna biz de sessiz kalıyorsak vicdanımız kurusun, insanlığımız yerle bir olsun. Ama bir gören var, bir bekleyen var.  Ve biz inanıyoruz ki nice az topluluklar çok topluluklara galip gelmiştir. Çünkü İsrail kurulduğu günden beri ilk defa böyle ağır bir saldırı ile karşılaştı, bugüne kadar verdikleri ölü sayılarının çok çok üstünde kayıplar verdiler. Daha da  kayıplar verecekler inşaallah. Hamasın İsrail içerisindeki çatışmaları hala devam ediyor. İsrail bugüne kadar bu kadar paniklememişti. Ey dünya! Siz buna ses çıkarmasanız da Allah o çocukların, o mazlumların öcünü alacaktır. Sizler de sessizliğinizde boğulacaksınız. Ve soruyorum bir defa daha “Hamas’ın yerinde siz olsanız ne yapardınız?