Devrim, kelime anlamı olarak, “belli bir alanda hızlı, köklü ve nitelikli değişiklik” olarak geçen ve sonrasında yeni süreçler yeni iklim oluşturur. Devrim kelimesinin bizim yazımızda ki kullanımı ve konusu sanayi devrimleri, sonrasında oluşan süreçler ve bizlere düşen görevlerdir.
Bugüne kadarki sanayi devrimleri ve bugün için iddia edilen içinde olduğumuz endüstri 4.0 kavramlarını incelemekte ve hatırlamakta fayda var.
Yazılarımda kalın butonla yazdığım kelimelerin önemli atıf olduğunu söylemek isterim.
Sanayi devrimlerini yanına bugünkü endüstri 4.0 kelimesine benzeterek yazıyorum.
Birinci sanayi devrimi / Endüstri 1.0
1700 yılının ortalarında ve İngiltere’de bozulan buhar makinelerinden birini onaran James Watt’ın bu makineyi geliştirerek buhar makinesinin sanayiye yani dokuma tezgahlarına uygulanabilir hale getirdiği bireysel icadının yaptığı etki devletinde sürece dahil olmasına Endüstri 1.0 olarak kabul ediliyor.
Yukarıda vurgulamak istediğim devrimin 1700 yılının ortalarına kadar başlangıcı ve bireyleri belirsiz süren süreç James Watt gibi şahıslarla bireysel çabalarının dönemin imparatorluğu İngiltere’de hükümetin yardımıyla sanayi devriminin gerçekleşmiş olmasıdır.
İkinci sanayi devrimi / Endüstri 2.0
1800’lu yılların başlangıcında yükselen güç Amerika’da, elektriğin ve gücünün montaj hatlarında kumanda etmesiyle kurulan seri üretim süreci uygulama yeri olaraktan Ford Motor fabrikalarında ortaya çıktı burada dikkat ederseniz bireysel bir kişi yok sistem var ve artık sanayi devrimi sistematikliğe zorunlu kayış gösteriyor. Bunu Endüstri 2.0 kabul ediyoruz.
İkinci sanayi devriminin birinci sanayi devrimden farklı kılan 2 sebepten biri olan bilgi üretiminin kurumlaşma (üniversite) ihtiyacıdır ki bu detay gelişmek isteyen ülkeler için bugünde hayati dereceden önemlidir.
Asıl sanayi devrimi ikinci sanayi devrimi olduğuna inanıyorum çünkü sistematiklik getirmiştir.
Konumuza devam edelim
Üçüncü sanayi devrimi / Endüstri 3.0
1970’lere girerken yeni imparator devlet ABD’de, algılayıcılar, mikroişlemciler…vb mantık devreleri ile makinalar geliştirilmesi ile üretim sisteminin otomasyonu mümkün oldu. Bu da dijitalleşme çağı veya Endüstri 3.0 oldu
Burada önemli bir detay Türkiye'de kamu olarak 1973 yılında TESTAŞ adında mikro işlemciler için yatırım yapıyor maalesef sonunda özelleştirme ile harap ediliyor.
Endüstri 3.0 her ne kadar gelişmiş ülkelerde başlamış olsa da zamanla süreç yeni yükselen güç Çin Halk Cumhuriyeti’nin süreci anlaması ve kullanması ile sürecin “asıl” kazananı oldu.
Örneğin sanayi mallarında ki satış gelirlerinde gelişmiş ülkeler hemen hemen yerinde sayarken Çin’de değişim yer yer %200’leri bile aştı. Aşağıdaki tabloyu iktisatçı Dr. Mahfi Eğilmez’in sitesinden aldım.
Ülke |
2006 |
2011 |
Değişim (%) |
Euro Bölgesi |
550 |
620 |
13 |
ABD |
280 |
280 |
0 |
Almanya |
190 |
220 |
16 |
Rusya |
10 |
15 |
50 |
Çin |
170 |
580 |
241 |
Tablo bize Çin’in dünya sanayi ve diğer mallarında ki sağladığı ticari üstünlüğü ve kanaatimce endüstri 4.0 sürecinin tetikleme sebebi olduğunu gösteriyor.
“Dördüncü sanayi devrimi” / Endüstri 4.0
Dünya sanayi üretimin de Almanya, Çin rekabeti, üretimin Doğu’ya kayışı karşında Almanya hükümeti yeni bir vizyon çalışmasını 2011’de Hannover Fuarında Endüstri 4.0 vizyonu ile gündeme getirdi ilk destekçileri de Çin’e karşı en sert mücadeleler eden ABD ve Japonya oldu.
Dikkat ederseniz sanayi devrimlerinde devletler etkindir bir nevi politiktir.
Sizlere uzun uzadıya Endüstri4.0 ile dünya üretiminin nasıl değişeceğini anlatmak için bu köşe yerim yetmez
Türkiye’nin İhtiyacı Yeni Vizyon
Uluslararası ticaret verilerine bakıldığında ticaret genelde gelişmiş ülkeler hatta endüstriler arasında cereyan ettiği göze çarpmakta örneğin Almanya’nın ihracatının %59 ve ithalatının %58 AB ülkeleri gibi dünya ortalamasından üstünde gelişmiş ülkelere gerçekleşmekte diğer gelişmiş ülkeler ile yaptığı ticarette dahil olduğunda az gelişmiş ülkeler ile ticareti çok düşük kalmaktadır.
Almanya’nın endüstri 4.0 vizyonuna da genel olarak gelişmiş ülkeler ile yapacağı ticaret vizyonu olarak bakmak daha doğrudur.
Türkiye’nin endüstri 4.0 vizyonu ve mantığından istifade ile gelişmiş ülkelere yönelik uluslararası ticarete konu projeler ve az gelişmiş ülkelerin de sanayileşme başlangıcına götürecek proje ve yatırımlar geliştirmek için teknik bilgi madenciliği yapacak kuruma ihtiyacı vardır.
Teknik bilgi madenciliği, Sanayileşmeci dış ticaret yaklaşımının tamamlayıcı kısımlarından olduğunu ifade etmek isterim.
Örneğin Kamerun’un ağacı, Tacikistan’ın alüminyumu, Honduras’ın kahvesinin, .... yerinde işlemesine yönelik yatırım projeleri üzerine çalışmalar yapmamız güzel olurdu.
Belki de Türkiye’de Windustry 1.0 (Win Industry) vizyonu başlatır.
Son Söz; Hep kazanırsan, hiç kimse seninle oynamak istemez.