Bazı şeylerin doğruluğu, yanlışlığından ziyade zaman içerisinde sık kullanılması sonucunda bir algı oluşabilir.

Veya kasıtlı yüklenen bir anlam, uzun bir süre kullanılması sonucunda farklı bir anlama bürünebilir.

Hatta anlaşılması gereken anlamın zıddı bir şekilde bile anlaşılabilir.

“Muhafazakarlık” da böyle bir kavram.

Muhafazakârlık, geleneksel sosyal etmenlerin muhafaza edilmesini destekleyen politik ve sosyal felsefedir.

Daha belirgin bir anlamda, toplumun değişmesine karşı direnç gösteren, toplumsal-kültürel değerlerin korunmasını savunan sağ kanat siyasi ideolojidir.

Yani statükoculuktur aslında.

Bazen olumlu bazen olumsuz sonuçları olabilir.

Ama her koşulda yeniliğe direnmektir.

“Yapılan işin kötüsü olmaz” gibi ucube bir mantıktır.

Yapılan işin bal gibi kötüsü olur.

Yanlışı ayıklama mekanizması bulunmak zorundadır.

İşte “Muhafazakarlık” bu mekanizmayı bombalamaktır.

Şimdi asıl meseleye gelelim.

Müslümanların veya İslamcıların, her ne demek gerekirse;

Onların “Muhafazakarlık” la ilgili ucube yaklaşımlarının olması çok ilginç.

Bir insan hem “Müslüman” hem “Muhafazakar” olamaz esasen.

Ama öyle bir hale geldi ki birçok mütedeyyin insan bu ifadeyi rahatlıkla kullanabiliyor.

Bu, şununla ilgili; ya kullanılan kavramın anlamı bilinmiyor ya da Müslümanlığın anlamı yetirince bilinmiyor.

Ben c şıkkı diyorum.

Her ikisi de yeterince bilinmiyor.

Çok acı ama öyle.

Yine iki nedenden ötürü bu sonuç çıkıyor.

Birincisi: Kasıtlı yüklenen bir anlamın bir zaman sonra öyle olduğu kanısına varılması.

İkincisi: Yeterince anlamı bilinmeyen bir kavramın yoğun yanlış kullanılması sonucunda öyle sanılması.

Müslümanların kafası bayağı karışık.

Müslümanlığı da kavramları da yeterince bilmiyorlar.

Müslümanlığın tüm tağutlara, müstekbirlere posta koymak olduğunu bilen biri tağutların, müstekbirlerin karşısında statükoyu savunabilir mi?

Müslümanlığın sürekli düşünmek, üretmek, iki günü eşit olmamak, başkalarının sıkıntılarına çözüm bulmak, daha iyisini yapmak  olduğunu bilen biri, mevcudu muhafaza edip suya, sabuna dokunmama izzetsizliği sergileyebilir mi?

Sergilyemez.

Yani sergileyemez.

Bu lahana ve perhiz ilişkisi ne o zaman?

İlişki şu:

Biz kitapsız bir toplumuz.

Yani kitaptan haberimiz hiç yok.

Onun tamamlayıcısı sünnetten de…

Ne’den haberimiz var?