Günümüze baktığımızda insan ilişkilerinin oldukça yıprandığını görüyoruz. Paranın icadı ile başlayan süreç ve kapitalizmin yayılması sonucu insan vaktinin çoğunu öldürmüştür. Be daha çok teknolojinin bize verdikleriyle değil aldıklarıyla ilgileniyorum.

Peki nedir bu teknoloji dediğimiz kavram? Teknoloji kelimesi deyince ne anlıyoruz?

Bugüne dek teknoloji ile ilgili birçok tanım yapılmaktadır.

Teknoloji, bilimsel yöntemleri kullanarak problemlerin çözülebilmesinde köprü oluşturmaktadır.

Teknoloji, insanın bilimi kullanarak doğaya üstünlük kurmak için tasarladıkları rasyonel bir disiplindir. Vs. Daha birçok tanımını sıralayabiliriz.

Son olarak çok sık kullanılan ve dikkat çeken bir tanımda şöyledir:

Teknoloji, aslında çalışmayan şeydir. Bir şey artık nasıl çalışacağını öğrenmeyi gerektirmiyorsa o teknoloji olmaktan çıkar ve günümüzde biz tam olarak bunu tanımı kullanıyoruz. Çünkü; bu bizim işimize geliyor, teknolojinin gelişmesiyle insanlarda bir rahatlık oluşmuş ve tembelleşmiş durumdayız.

En basit en ve en eski teknoloji örneği televizyonu ele alalım. Genel itibariyle her evde en az bir tane mevcut ve evimizin vazgeçilmez araçları arasında yerini almaktadır.

Televizyon, 20yy’ın en büyük icatlarından biridir ve zaten her şey 20yy’dan sonra çıkılmaz Bir hal almadı mı ?

Çağın gelişmesine büyük katkısı olmuştur. Fakat, bizden alıp götürdüklerini e görmezden gelemeyiz.

Kaçımız televizyonun hayatımızdaki maliyetini hesapladık?

Misal günde 3 saat TV başında vakit harcadığımızı varsayalım bu yılda 1095 saat demektir. Hele ki şunu da iyi biliyoruz ki hiçbirimiz bu 3 saat ile yetinmiyoruz.

Televizyonun hayatımızın bizden aldığı ve almaya devam ettiği sorunlara biraz değinmek istiyorum.

En basiti televizyon karşısında büyüyen çocukların sosyalleşme, bireyselleşme ve psikososyal yönleri hep eksik yada yetersiz kalacak. Siz o saçma sapan dizileri, programları bu kadar fazla izlediğiniz takdirde bu eksiklik devam edecektir. Bunların çocukların bilinç altına nasıl yerleştiğini yer edildiğinin farkında bile değiliz.

Kapalı boş bir kutunun peşinden gidip kendimizi kaybediyoruz. Kendimizi kaybetmeyelim gerçek dünyanın içinde kendimize yer edinelim boş bir dünyada değil.

Magazin programları adı altında birçok seviyesiz eğlence kültürü aşılanıyor ve bunları izleyenlerde ne yazık ki bilinçli insanlar bile bile içine giriyorlar bu iğrenç dünyanın.

Gelelim evlilik programlarına, insanların sadece zamanlarını almayı bırakın insanlarda bıraktığı izleri anlatmaya kelimeler yetmez. Bu kadar gelişmiş ve gelişmekte olan bir toplumda bunların önüne geçilememesi ayrıca utanç verici.

O kadar bilgi içerikli kendinizi geliştirmeye yönelik program varken, insanımızın toplum olarak hep olumsuza yönelmesi ayrıca içimi yakmakta.

Sırf ticaret amaçlı tüketim için birçok yanlışın, doğru gibi gösterilmesi bunun yanında insanların reyting uğruna kullanılması değerlerin yok olması başlı başına sorun demektir.

Önceliğimiz birey olarak yaşam şeklimizi değiştirmemiz gerekiyor. Çünkü, biz yaşamıyoruz tutsak kalıyoruz buna yaşamak denilmez. Bu izledikleriniz zihinde öyle bir etki bırakıyor ki yeri geliyor dün ne yediğimizi hatırlamıyorken TV de izlediklerimizi ne hikmetse unutamıyoruz!!..

TV’ye bağlı yaşamak biz olabilmemiz için büyük bir sorundur.

O boş kutu başında saatlerce zamanımızı geçirdikçe bedenen ve ruhen bizde nasıl hasarlar bıraktığının bilincinde olalım lütfen!

TV başında kalmadıkça günümüzün büyük bir sağlık sorunu olan Obeziteye götürdüğü aşikardır. Bu kadar teknolojini büyüsüne kapılıp gitmeyelim. Tembelleşmeyelim bu kadar kalkıp faydalı bir şeylerde uğraşalım.

Biz nesil olarak teknolojinin sadece bağımlısı olmamış Esiri olmuş durumdayız. Aslında biz onu kullanmıyoruz tam tersi o bizi parmağında oynatıyor. İnsanlar bu şekil devam ettikçe büyük bir uçuruma doğru sürükleniyoruz sonumuz ne olacak acaba çok merak ediyorum.

Kısacası, en güzeli kendimizi fazla kaptırmamak ve mümkün oldukça teknolojiden ve televizyondan olumlu bir şekilde yararlanmak. Teknolojinin küçük bir noktasını sadece aktardım size telefona, bilgisayara daha girmeden uçucumun ucundayız zaten.

Kendimizi kaybetmeyelim..!

Selam ve Dua ile...