Birleşmiş Milletler, 1945’te II. Dünya Savaşı sonrası barış ve güvenliği korumak, uluslararası iş birliğini geliştirmek ve insan haklarını evrensel ölçekte teşvik etmek amacıyla kurulmuş küresel bir örgüttür.


Soğuk Savaş sonrası Balkanlar, Afrika ve Orta Doğu’da barış gücü operasyonları yürüten Birleşmiş Milletler; gerek kuruluş amacı, misyonu olsun gerek bağlayıcı ve caydırıcı gücü olsun kuruluşundan bu yana etkisiz barış gücü operasyonları ve norm koyucu belgeleri dışında kuruluş misyonunu tam olarak yerine getir(e)memiştir.
Birleşmiş Milletler’in misyonuna rağmen, Irak, Afganistan, Bosna ve Halepçe gibi büyük insani krizlerin yaşandığı korkunç mezalimlerin hemen hepsinde etkisiz kamıştır.
Mesela,
Irak (2003 işgali): ABD öncülüğündeki işgale BM Güvenlik Konseyi onay vermedi, ancak işgali fiilen engelleyemedi; sonrasında yalnızca insani yardım ve yeniden yapılanma programları yürüttü.
Afganistan (2001 sonrası): İşgal NATO eliyle gerçekleşti, BM sadece insani yardım ve seçim gözetimi rolü üstlendi, güvenlik açısından belirleyici olamadı.
Bosna (1992–1995): BM barış gücü gönderdi ama Srebrenitsa katliamını önleyemedi; bu durum BM tarihindeki en ağır başarısızlıklardan sayılır.
Halepçe (1988) ve Hama (1982): Irak ve Suriye’deki bu mezalimlere BM ciddi ve bağlayıcı müdahale yapamadı; sadece kınama ve raporlarla sınırlı kaldı.
Yani BM, bu olaylarda “küresel barışı koruma” misyonunu icra edememiş, çoğunlukla büyük güçlerin vetosu ve siyasi çıkar dengeleri nedeniyle işlevsiz kalmıştır.
50 ülkenin taraf olduğu Birleşmiş Milletler kurumsal olarak büyük gözükse de fiili olarak çok etkisiz ve işlevsizdir. Çünkü fazlasıyla siyasallaşmış, egemen güçlerin kontrolünde yapılanmıştır. Ve dünyaya karşı sorumluluğunu yerine getirmektir. Dünya halkları da bunun farkında olacak ki böyle bir yapı yokmuş gibi arayışlar içine girmek zorunda kalmıştır.
7 Ekim 2023 tarihinden bu güne 700 gündür kesintisiz her gün işlenen cinayet ve katliamlarla dolu 100 binin üzerinde sivilin hunharca katledildiği Gazze'deki İsrail soykırımı, artık dünya halklarını topyekûn harekete geçmeye, sivil bir inisiyatif geliştirmeye sevk etti. İşte küresel Sumud Filosu bunun bir sonucudur. Yani Birleşmiş Milletlerin eksikliğinin ihtiyacıdır.
İspanya, İtalya, Tunus ve en son dahil olan Yunanistan kıyılarından kalkan onlarca gemi 6 kıtadan 44 farklı ülkeden taşıdığı binlerce gönüllü barış elçisini İsrail soykırımını durdurmak ve Gazze'ye uygulanan terör ablukasını kırmak için harekete geçti. Bu aslında Birleşmiş Milletlerin acizliğini, pratikte varlığını gösterememesini ifşa ederek alternatif ve sivil bir fiili Birleşmiş halklar insiyatifidir.
GLOBAL SUMUD FLOTILLA, Gazze’ye yardım ulaştırmak ve deniz ablukasını kırmak amacıyla 6 kıtadan 44 ülkeden katılımcı ve sivil toplum desteğiyle gerçekleştirilen en büyük deniz tabanlı sivil bir misyondur.
Küresel Sumud Filosu, İsrail'in Gazze soykırımı karşısında aciz, sessiz ve korkak kalan İslam işbirliği teşkilatının 57 İslam ülkesinin yerine, Birleşmiş milletlerin 50 ülkesi yerine, G7 ülkelerinin yerine, bütün dünya devletlerinin yerine harekete geçmiştir. Vicdan, merhamet, insaniyet namına; iyiliği, umudu, barışı ve huzuru ayakta tutma adına; adını da azim ve kararlılık olan Sumud'dan alarak Gazze'ye doğru, bütün dünyanın mahçubiyetini yüklenerek yola koyuldular. İnsanlığın umudu oldular. Bütün varlığımıza destekliyoruz. Siz denizde, biz karada, Yemen halkı havada. Berren ve Bahren ve Cevven
Not: Sumud Filosu temsilcileri Birleşmiş Milletleri filioyu korumaya davet ediyor. Etmeyin, o işlevsiz kurumu Gazze'ye karşı meşrulaştırmayın. Onlardan kimseye hayır gelmez, daha önce Bosna'da ve birçok yerde olduğu gibi. Siz vicdan, ahlak