Gazze’de gün geçmiyor ki büyük bir katliam yaşanmasın; çocuklar, kadınlar, masumlar ölmesin. Öyle bir an yok ki insanlar sevdiklerinin hunharca katledilmiş hallerine tanıklık etmesin. Sevmeye kıyamadıklarının parçalanmış cesetlerini yerden toplamaya hangi yürek dayanır? Sevdiklerinin kopmuş uzuvlarıyla vedalaşmaya bir insan yüreği nasıl dayanır? Üstelik bu katlanılmaz acı; her Gazzeli için yıllardır mütemadiyen, her sevdiği üzerinden tekrarlanmaktadır.

Zulüm, soykırım, kötülük ve ihanet Gazzelilerin üstüne sicim gibi yağıyor, yağdırılıyor ve bu her gün bir öncekinden daha ağır, daha acımasız, daha kötü devam ediyor, ettiriliyor. 7 Ekim 2023 tarihinin üzerinden tam 605 gün böyle geçti ve her geçen gün bir öncekinden daha kötü gelerek geçti. Resmi olarak bu süreç içerisinde yaklaşık 55 bin kişi, İsrail Terör Devleti tarafından hunharca katledildi. Bunlardan biri de Ziya idi. Ziya’nın kefenlenmiş bedeni başında, ölümsüzlük beratının verildiği yerde bir yakını, Ziya’ya yerine ulaştırması için şu mesajı iletti:

“Ya Ziya! Resûlullah’a söyle; yöneticiler Trump’ın kölesi oldular. İçlerinde ne Mu’tasım kaldı ne Faruk ne Ebubekir ne de Reşid kaldı…

Ey Ziya! Resûlullah’a haber ver; ordularımızda silah var ama içlerinde ne Hâlid, ne Müsenna, ne Haris, ne Ka’ka, ne Bayezîd, ne Mutasım, ne Selahaddin, ne de Kutuz var.

Ey Ziya! Resûlullah’a haber ver; âlimler ne senin dinine varis oldular ne de nübüvvet mirasına varis oldular. Ancak Sisi ve Selman’ın maaşlarına varis oldular.

Ey Ziya! Resûlullah’a haber ver; kendileri hakkında vasiyette bulunduğunun Kenane (Mısır)ordusu bizi kuşatıyor ya Resûlullah. Bize içecek ve yiyecek vermiyor, bizi Yahudilere teslim ediyorlar.

Ya Ziya! O’na de ki İslam ve iman kardeşlerine ihanet ettiler. Bizi kardeşlerinin Yusuf’u kuyuya bıraktığı gibi bıraktılar.

Ya Ziya! Kendin için hayıflanma… Çünkü sen ve senin gibiler bu toprağı mal için, sultanın maaşları için satmadı. Biz öldürülürken ve boğazlanırken sosyal medyada övünerek paylaştıkları Amerikan vatandaşlığı için satmadı.

De ki Ziya: O kendilerini yalnız bırakanların onlara zarar vermeyeceğini söylediğinde Doğru söylemiş ve tasdik edilmiştir. Bizi yalnız bıraktılar ya Resûlullah… Şeyhler, hareketler, davetçiler, ordular bizi yalnız bıraktılar… 2 Milyardan fazla ümmet bizi yalnız bıraktı…”

Filistin, Filistin'e sığmayacak bir soykırımın mezarlığına döndü. İsrail Terör Devleti'ni temsil eden, savunan herkes bu soykırıma ortaktır. İntikam duygusu ile söylemiyorum, inancım gereği de. Akılla, bilimle, felsefeyle, üzerine inşa ettiğiniz ve insanlığı rehin aldığınız her ne varsa ona dayanarak söylüyorum. Siz de bu soykırıma ortaksınız!

Ey İsrail ve terör destekçileri: Arkasına saklanacak bir ağaç, bir taş; kaçacak bir yerin dibi bulamayacaksınız. Atalarınızın mezarına girecek onların kemiklerine sarılarak, korkudan çatır çatır çatlayarak can vereceksiniz.

Çünkü insanlık; devletleri, satılmış liderlerini ve sistemleri rehin alarak işlediğiniz bu terör cinayetlerinizi affetmeyecek ve asla unutmayacaktır. Yaptığınız bu zulüm ve kötülüklere bahane yapacağınız herhangi bir ahlaki, yasal ve inaçsal bir dayanak bulamayacaksınız.

Bir köşeye not alın: İşlenen bu cani soykırım sonrasında hiçbir Siyonist Terörist; turist sempatisi ve evrensel vatandaşlık özgüveniyle kendi çöplüğünün dışına dahi çıkamayacak. Çıkamamalıdır. Herhangi bir terörist nasıl ki yakalanırım, öldürülürüm korkusuyla hiçbir yerde elini kolunu sallayarak rahat gezemez, yaşayamaz ise her Siyonist İsrail teröristi de aynı korku, endişe ve gerginliğini yaşayacaktır, yaşamalıdır. Katlettikleri çocukların son nefesi enselerinde, her masumun kanı ellerinde ve soykırımın izi alınlarında kendilerini ifşa edecektir, etmelidir de.

Bugün gücün kölesi, satılmış Ortadoğu devlet başkancıkları hariç hiç kimse adının İsrail ile anılmasını istemeyecek. Soykırımın utancını birkaç günlük koltuk, güç ve para karşılığında sonsuzluğa kadar İsrail terör devleti ile birlikte taşıyacak ne çok devlet, devlet başkanı, tüccar ve insancık var. Tarih bunların hepsini kayıt altına aldı, alıyor.

İzzet ve Şeref sahibi Gazze halkının sözcüsü Ebu Ubeyde bakın ne diyor: "Eşit olmadığımız bir savaş veriyoruz; ancak bu dünyaya bir ders olacak ve tarihe geçeceğiz."

Sayın hoca efendiler, ilahiyatçılar, imamlar; din anlatmayın GAZZE'yi anlatın.

Sayın eğitimciler, akademisyenler, öğretmenler bilgi anlatmayın GAZZE'yi anlatın.

Siyasal İslamcılar, tarikatlar, cemaatler yıllardır Nemrut'un ateşini, Hz. İbrahim'in sabrını ve karıncanın taşıdığı suyu anlatıp durdunuz. Peki, İsrail'in ateşine, Gazze'nin sabrına şahitlik ederken o çok anlamlar yüklediğiniz önderleriniz üzerinden bir damla su taşıyabildiniz mi Gazze'ye, Filistin'e, o dilinizden düşürmediğiniz Mescid-i Aksa'ya?

Ey Müslümanlar, İsrail'e boyun eğen korkak ve aciz liderlerinizden değil Allah'tan korkun. Gazze ahiretiniz olacak. Heba etmeyin, Gazze'ye sahip çıkın. Ziya’nın şikâyet edeceği kişilerden olmayın, üç günlük dünya uğruna ebedi hayatınızı heba etmeyin, kendinizi helak etmeyin!