İnsanlığın şahit olduğu en büyük, en acımasız, en korkunç soykırım hiç şüphesiz Gazze Soykırımı’dır.

On yedi ülke, Avrupa Birliği, Arap Birliği bütün dünya ile birlikte bu soykırıma şahittir. Sözde insanlığın canlı kanlı şahit olduğu bu soykırımın bir de mağdurları var. Yani dünyanın gözü önünde hunharca katledilen, yerinden yurdundan edilen, malından evladından edilen, imtihanların tamamına uğrayan, zulümlerin her çeşidi yaşatılan, ölümlerin bütün sebeplerinde ismi anılan Gazze… Tabi bir de bu soykırımı, mezalimi, insanlık dışı teröristliği yapan ve yapana destek veren zalimler var. 7 Ekim 2023 tarihinden günümüze 664 gün geçti ve soykırım ilk günkü zalimliğiyle ve şiddetiyle devam ediyor. İşte yıllardır mütemadiyen bu soykırım devam ederken Birleşmiş Milletler Genel Merkezi’nde Filistin Meselesine Barışçıl Çözüm arayışları için bir konferans düzenlendi. Zalim, soykırımcı, haydut ve işgalci İsrail Terör devleti ile Mazlum, şehit, izzet ve şeref abidesi Filistin halkı eşitlenmeye çalışıldı. Barış kelimesinin gölgesine ve devlet meşruluğunun himayesine İsrail terör örgütü saklanmaya çalışıldı. Sanki soykırım yapan ile zulme uğrayanlar değil de çocukların lüzumsuz bir kavgasına arabuluculuk yapmak için toplanmış gibiler. Taş üstünde taş kalmadı, sağlam bir insan kalmadı, katledilenleri gömecek yer kalmadı, teröristler öldürmekten yorulup yaptıkları mezalimle yüzleşmeye yaklaşınca zalim terör örgütüne devlet muamelesi yapılarak, Filistin ile eşitlenmek suretiyle zalime ödül verme teşebbüsü devreye girdi. Heyhat!

Bu ne hadsizlik, bu ne şuursuzluk, bu ne hukuksuzluk… Heyhat!

Gazze için Gazze’de Gazze ile birlikte yıkıldı, öldürüldü Gazzeliler. Gazzeye bir damla su taşıyamayan nasipsizler Gazze’nin geleceğini belirlemek için toplanmışlar. Sanki size kaldı, Gazze’nin kaderi, geleceği… Siz kimsiniz, ne hakla, ne yüzle buna cüret ediyorsunuz? Ölüme terk ettiğiniz Gazze’nin, Hamas’ın, Filistin’in hiçbir hakkı üzerine söz sahibi değilsiniz. Gazze için, Hamas için, Filistin için tek söz sahibi o aziz milletin kendisidir. Bakın o aziz ve şeref yurdunun mensubu, sözün sahibi Şeyh Yusuf ne diyor?

Mescid-i Aksâ'nın hatiplerinden âlim Yusuf Maharize, malum konferansta “iki devletli çözüm” talebiyle Filistin devleti kurulmasından yana tavır alan işbirlikçi liderlere eleştirel bir üslupla şu sözlerle yanıt vermiştir:

Gazze Müslümanlara sığındı, Müminlerden yardım istedi, din kardeşlerinden destek talep etti. Ama insanlar onu hiç işitmedi. Çocukların ve kadınların çığlıkları kulaklarına ulaşmadı. Müslümanların, onların cesur(!) liderlerinin kulaklarına ulaşmadı.

Bu liderler, Riyad’da toplandılar. Bir havuzun etrafında dönüp dolaştılar, Gazze hakkında konuştular. Gazze halkının ve çevresindekilerin bir Filistin devletini hak ettiğini söylediler.

Peki, nereye kurulacak? Molozların üzerine mi? Vücut parçalarının üzerine mi? Cesetlerin üzerine mi? Susuzluğun üzerine mi? Açlığın üzerine mi? Nereye kurulacak?

İsrail’in inşa ettiği demirle kaplı bir çatının altında, zilletin altında bir devlet! Utancın altında, sopanın altında, bir çıkışı olmayan, kuşatılmış, sıkışıp kalmış ve ezilmiş bir devlet.

Bacakları kesilmiş birine hediye edilen güzel bir ayakkabı gibi bir devlet.

Saçları yolunmuş birine verilen tarak gibi bir devlet.

Elleri kesilmiş birine altın bileziklerin verildiği bir devlet.

Kağıt üzerinde kurulacak, kâğıt yakılacak.

Düşman dolaşacak; yollarda ve evlerde dolaşacak.

İleri gelenlerimizi alacak; kadınlarımızı ve erkeklerimizi tutuklayacak.

Biz de burada enkazın altında bir devlet kuracağız ve ümmet de barış içinde olacak (!)

Budur!

İşte budur yöneticilerin bize layık gördükleri devlet.

Allah onları mubarek kılmasın, onlardan geriye hiç kimseyi bırakmasın, onların yüzünü ak etmesin, bizleri ne dünyada ne ahirette onlarla bir araya getirmesin…

Allah’ım onların hepsinden intikam al! Bizleri hem onların şerlerinden hem de onları destekleyip, onlara yardım edenlerin şerlerinden kurtar!

Sözüm ona Filistin için bir şeyler yaptığını gösteren bu liderler ne yaptıklarının farkında değillerse birer cahil ahmaktırlar yok yaptıklarının sonuçlarını biliyorlarsa satılmış birer haindirler. Çünkü destekledikleri şey; eksik, yarım ve işlevsiz bir devlete razı ederek; tam bağımsız, güçlü bir Filistin devletine karşı olarak zayıflatılmış bir statüye razı etmektir. Bu, tarihin en büyük özgürlük mücadelesini vermiş bir halka tabirin en hafifiyle ihanettir.

Çünkü bu “iki devletli çözüm” önerisi, gerçek bağımsızlığı olmayan, işlevsiz, eksik ve bağımsızlıktan yoksun, bütünlüğü zayıflatılmış, yalnızca görünürde var olan sahte bir devlet tasarlamaktır. Gazze halkı tasarlanmış bir devletin kimlik numarası olmayı değil, hak edilmiş cesetlerin üzerine kanla inşa edilmiş, hak edilmiş gerçek bir Filistin devletinin sahibi olmayı hedeflemiş ve hak etmiştir.

İki devletli yapı zalim, soykırımcı, terörist, işgalci İsrail ile mazlum, şehit, mağdur, ev sahibi Filistin'i eşitlemek demektir. Gazze soykırımdan önce belki ve kısmen mümkün olabilirdi ama 7 Ekim'den sonra bu mümkün değildir. Buna Hak da razı gelmez kul da...

Bu konuda son sözü, Hamas'ın liderlerinden Usame Hamdan söylemiştir:

"Filistin'in iç işlerini yönetmek, kimsenin karışmayacağı bir iç meseledir. Gazze'ye gelip Hamas silahı bıraksın diyen kim olursa olsun biz onu İsrail'in piyonu görür ve onlara karşı bir İsrailliye davrandığımız gibi muamele edeceğiz. Direnişin silahları ve liderleri, tartışmaya açık olmayan kırmızı bir çizgidir."

Yazı burada bitmiştir.

Aşağıda, bildirinin teknik boyutuna ilgi duyanlar için bildirinin tam metni, yapısal başlıklar ve önemli maddeler hâlinde (resmi bir tam metin belge gibi yayımlanmamış olsa da) derlenmiş hâliyle sunulmuştur.

***

BM Genel Merkezi’nde 28–30 Temmuz 2025 tarihlerinde düzenlenen "Filistin Meselesine Barışçıl Çözüm Bulunması ve İki Devletli Çözümün Hayata Geçirilmesi Konulu BM Yüksek Düzeyli Uluslararası Konferansı" sonunda, Türkiye’nin de arasında bulunduğu 17 ülke, Avrupa Birliği ve Arap Birliği’nin birlikte kabul ettiği “New York Bildirisi” yedi sayfalık resmi ortak metini.

New York Bildirisi

1. Giriş ve Amaç

28–30 Temmuz 2025 tarihleri arasında New York’ta toplanan konferans liderlerinin ortak beyanıyla:

Gazze savaşı derhal sonlandırılmalı, İsrail ordusu Gazze’den tamamen çekilmeli,

Filistin Yönetimi (PA) Gazze’de geçici idari komite aracılığıyla otoriteyi tesis etmeli,

“Tek hükümet, tek yasa, tek silah” ilkesi esas alınmalıdır.

2. İnsanî Kriz ve İnsan Hakları

İsrail’in Gazze’de sivillere, altyapıya yönelik saldırıları, kuşatma ve açlık politikaları “yıkıcı insani felaket” olarak güçlü şekilde kınanır.

Zorla yerinden edilme, demografik değişiklik yaratan her türlü girişim reddedilir.

3. İki Devletli Çözüm Taahhüdü

1967 sınırları temelinde, Kudüs dâhil bağımsız, egemen, demokratik iki devlet modeli; hem İsrail hem Filistin halklarının uluslararası hukuk çerçevesinde güvenli bir şekilde yaşamasının temeli olarak tanımlanır.

Filistin’in BM üyeliği ve tam meşruiyeti, barışın sağlanmasında ve bölgesel entegrasyonda kritik görülür.

4. Silahsızlanma ve Güvenlik Yapılanması

Hamas, silahlarını Filistin Yönetimi’ne devretmeli ve Gazze üzerindeki yönetimini sona erdirmelidir.

Gazze’nin yeniden yapılanmasında ve düzenin sağlanmasında BM Güvenlik Konseyi tarafından yetkilendirilecek uluslararası bir istihdam misyonu konuşlandırılmalı; Filistin güvenlik güçlerine destek sağlanmalıdır.

5. Yönetim ve Mali Reformlar

Filistin Yönetimi’nin reform programları desteklenmeli, özgür seçimler yapılmalı, vergi gelirlerinin kontrolü ve uluslararası finansal sisteme entegrasyonu sağlanmalıdır .

Gazze ve Batı Şeria’nın birleşmesi Filistin devletinin bütünlüğü olarak kabul edilir ve vurgulanır .

6. Uluslararası Hukuka Bağlılık

BM Şartı ve evrensel uluslararası hukuka bağlılık, iki devletli çözüm için temel ocaktır.

Tek taraflı yasa dışı uygulamalara (Yerleşim, ilhak, vs.) karşı çıkılır .

7. Bölgesel Entegrasyon ve Diplomasi

Barış, refah ve bölgesel entegrasyon ancak İsrail’in işgale son vermesi, Filistin’in bağımsız devlet oluşumu ve karşılıklı güvenlik garantileri ile mümkündür.

Normalleşme ve entegrasyonun, Filistin devletinin kurulmasıyla el ele gideceği vurgulanır.

Konferans sonunda katılımcılar tarafından imzalanan ve yayımlanan bildiri; BM Genel Sekreterliği, konferans başkanları Suudi Arabistan ve Fransa, Türkiye, AB ve Arap Birliği ile birlikte desteklemiştir.

Not: 28–30 Temmuz 2025 tarihlerinde New York’ta düzenlenen Filistin Meselesine Barışçıl Çözüm Bulunması ve İki Devletli Çözümün Hayata Geçirilmesi Konulu BM Yüksek Düzeyli Uluslararası Konferansında imza atan 17 ülke: Türkiye, Fransa, Suudi Arabistan, Brezilya, Kanada, Mısır, Endonezya, İrlanda, İtalya, Japonya, Ürdün, Meksika, Norveç, Katar, Senegal, İspanya, Birleşik Krallık (İngiltere)’dir.

1945 yılında Kahire’de kurulan Arap Birliği’nin 22 üye ülkesi; Cezayir, Bahreyn, Komorlar, Cibuti, Mısır (kurucu ülke), Irak (kurucu ülke), Ürdün (kurucu ülke), Kuveyt, Lübnan (kurucu ülke), Libya, Moritanya, Fas, Umman, Filistin (1988’de üye kabul edildi), Katar, Suudi Arabistan (kurucu ülke), Somali, Sudan, Suriye (üyeliği 2011’de askıya alındı, 2023’te geri döndü), Tunus, Birleşik Arap Emirlikleri, Yemen.

Bildiriyi destekleyen, ortak metni kabul eden üçüncü grup Avrupa Birliği’dir.

Türkiye’nin bildiride yer alan şerhi: Filistinli silahlı grupların silah bırakması, ancak bu adımın ancak 1967 sınırları temelinde, Doğu Kudüs’ü başkent yapacak şekilde ve Filistin grupları arasında uzlaşıyla kurulacak bağımsız bir tasarıma dayanarak mümkün olabileceğini belirtir.